Hu c.c.

Hu c.c.
A+
A-

Hu c.c.

Uşşâkî meşayıhından Sıddîk Nâci Eren Efendi, kitaplarında Halveti Uşşâkî yolu Seyru Sülukunda taliblere üçüncü makamın dersi olarak Hu Hu ya Hu esmasını  tavsiye eder.

Hüve ismi şerifi Kurbiyetin hakikatlerinde onların/ariflerin helak olması ve Hakk zikrinin onların sırlarını istila etmesidir Böylece onların kalplerine başka bir şey girmemektedir her beyandan uzak durup bununla yetinirler.

Hüve” sözcüğü her sonradan olanın O’ndan başladığına ve her şeyin sonunun O olduğuna ve O’na işaret etmektedir.

Kuşeyrî hz.’nin, tasavvuf ehlince Allah’a yakınlığın en veciz ifadesi olarak kabul edildiğini belirttiği (4), İbnü’l-Arabî hz.’nin “zikirlerin doruk noktası” diye değerlendirdiği (5) hüve zamiri mâbudun niteliklerini değil doğrudan doğruya zâtını, başka bir deyişle bütün vasıflarını ihtiva eden lafza-i celâli simgeler (6).  Muhyiddin-i Arabi’ye göre “Hû”, hiçbir varlığın müşahede edemeyeceği Allah’ın mutlak gayb ve sır olan zatına işaret eder.

Sıddîk Nâci Eren Efendi Hu’nun Mânâsı’nı şöyle anlatır :

Allah’tan başka ilah yoktur. [Hû]nun, bu ismin şânı çok büyük ve çok yücedir Yâ Hû, zikrine devam eden arifin kalbinde hakikat nur’u belirir, ruhunda imânın gerçeği yerleşir ve onda ilâhi bilgiler doğar.

Uşşâkî meşayıhı Sıddîk Nâci Eren Efendi’nin ve mutasavvıfların eserlerinden Allah c.c.  esmasını aktarmaya çalıştık .

Kaynaklar :

1 – Sıddîk Nâci Eren Efendi Tariki Uşşâki’de Usul ve Adab s.

2 – Sıddîk Nâci Eren Efendi İbadet Ahlak ve Adab s.278

3- Abdurrahman Sami Niyazi Hz. Şerhi Esma ül Hüsna

4-  et-Taḥbîr fi’t-teẕkîr, s. 25

5-  el-Fütûḥât, II, 146

6- Fahreddin er-Râzî, Levâmiʿu’l-beyyinât, s. 109-113

 

Kitap temini : Şelale Yayıncılık  / 0 216 420 9581

Foto :