Ya Vahid c.c.

Ya Vahid c.c.
A+
A-

Ya Vahid  c.c.

Uşşâkî meşayıhından Sıddîk Nâci Eren Efendi, kitaplarında Halveti Uşşâkî yolu Seyru Sülukunda taliblere ( Tevhid-i Zat ) yedinci makamın dersi olarak Kahhar Kahhar ya Kahhar esmasını  tavsiye eder.

Selahaddin Uşşâkî hz. Miratul Esma kitabında şöyle bahseder :

FÜRÛÂTIN İKİNCİSİ “Ya Vâhid’dir. İsimlerin ve sıfatların vücudunun hakikatinden ibaret olan her şey, cüzî ve küllî levazımıyla tasavvur olunursa, ona, mertebe-i İlâhiyye” derler ki, sofilerin dilinde “Vâhidiyyet” ve “Makam-ı Cem” diye isimlenir.
Hazret-i Şeyh-i Ekber (kuddise sırruh) buyurur ki: “Bu mana, ‘Vâhid’ Cenâb-ı Hakk’ın ismi olmak itibariyledir; eğer sıfat murad olunursa ‘vâhid’ ehaddır, yani bir demekdir. Ammâ vahdâniyyet, ehadiyyetin vâhid ile kıyâmından ibârettir. Bu takdirce vahdâniyyet ehadiyyet ile vâhid arasında bir bağdır.”
Bir şeye “vâhid” ismi verilmesi bazı kere o şeyin zatının aynı olduğundan ötürüdür. Buna göre mürekkeb olmayan şey, vâhiddir. Eğer terkîb olunursa bir şey değil iki şey yahud daha ziyâde şeylerdir. Bununla birlikte, mecmu terkibin birliği haysiyyetinden, ona da “şey-i vâhid” denilir. Bazı kere bir şeye “vâhid” denilmesi ol şeyin mertebesinin aynı olmasından ötürüdür. Buna göre, Cenâb-ı Hak ulûhiyyetinde vâhid olduğu gibi, mertebesinde de vâhiddir.
Hulâsa-i kelâm “vâhid” bütün isim ve sıfatlarıyla Cenâb-ı Hakk’ın zatından ibârettir; ancak bu, isimlerin sıfatların çokluğu, vahdet-i zâta mâni ve karşı olmamalıdır.
ve
Hazret-i Misri (kuddise sirruh) zâhirde şu şekilde temsîl etmişdir ki: Meselâ “Pâdişâh, askeriyle Bağdad’ı almış” denilse, vâhidiyyetdir. Asker zikr olunduğundan pâdişâhın pâdişahlığına ve askerin Bağdad’ı onun emriyle ve hükmüyle aldığına mâni ve aykırı olmaz. Yine, “kitabı biz elimizle yazdık” denilse vâhidiyyetdir. Ve cenâb-ı Hakkın rahmeti, gadabı, mağfireti ve intikamı vâhidiyyet mertebesindendir. “Eûzü bi rizâke min sahatike” (manası için nota bakınız) bu mertebeye işaretdir.
Şu halde sâlik, vâhidiyyeti üzere mütâlaa ile zikrederek, kendi sıfatını ve mevcûdâtın sıfatını fenâya meyil eseri zuhûr eylediğinde, Mürşid de ona tevhid şurubunu içirir. Bu cana can katan keyfiyetten sâlik mest olup, kendi sıfatını ve sair mevcûdâtın sıfatını fenâ menziline erişdirip, tecelli eden birlik sıfatına yönelir. Bu menzilde dahi Mürşid-i Kâmil gerekdir ki; sâliki teşbih ve tecsîmden kurtarıp ona, teşbih ve tenzih arasında tevhid olduğunu bildirsin.

(4)

Abdurrahman Sami Niyazi Hz.,   El Vahidu c.c. şöyle açıklar:

Zatında münferid olup aksamı kabul etmez. Sıfatında münferid olup şüpheden münezzeh’ efalinde vahit olup şerik ve nazirden müberra, mualla manasınadır.
Abdin hissesi: Kalbi muhabbetullaha hasır ve tefrit ubûdiyyeti tezyiddir.
Hassası: Her gün bin defa okuyanın kalbinden masivallah (Allah’tan gayrısı) çıkar.

(3)

Sıddîk Nâci Eren Efendi Vahid’ın c.c. Mânâsı’nı şöyle anlatır :  (Tek, zâtında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde, hükümlerinde, asla şeriki ortağı) veya (benzeri) bulunmayan Allahu Teâlâ zâtında birdir; O’nun yarattığı ve ayakta tuttuğu bir mahluk hiç ona denk olabilir mi? Sıfatlarında birdir, hiç bir sıfatının benzeri başkasında yoktur, işlerinde birdir, her şeyi yaratmakta tedbir ve idarede de hiçbir yardımcıya ihtiyacı
yoktur.
İsimlerinde birdir. Esmâ-ül hüsnâsında hiçbir isimde hakiki mânâsiyle benzeri yoktur. Hükümlerinde birdir. Hâkimiyet münhasıran onun şânıdır, bu sayılan ve benzeri hususlarda (Allah’a) bir denk bulabileceğini kabul etmek veya Allah’a ortak tutmak şirktir.
Allahu Teâlâ insanı şerefli olarak yaratmıştır, şu halde insana yaraşan şey, bu şerefi muhafaza etmektir. Bu da yaratanı bilmek, yaratılmışı bilmek ve her birinin hakkını yerine getirmekle olur. (1, 2)

Uşşâkî meşayıhı Sıddîk Nâci Eren Efendi’nin ve mürşidleri ve yolumuzun büyüklerinin eserlerinden Vahid c.c.  esmasını aktarmaya çalıştık .

Kaynaklar :

1 – Sıddîk Nâci Eren Efendi Tariki Uşşâki’de Usul ve Adab s.179

2 – Sıddîk Nâci Eren Efendi İbadet Ahlak ve Adab s.289- 290

3- Abdurrahman Sami Niyazi Hz. Şerhi Esma ül Hüsna

4- Selahaddin Uşşâki hz. Miratil Esma

5- Hakikat ve Marifet Sırları Bekir Sıdkı Visali hz. ve Mehmed Ruhi hz.

 

Not :

Nebî -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle dua etmişlerdir:

Okunuşu: “Allahümme e’ûzü bi rızâke min sehatike ve bi muâfâtike min ‘ukûbetike ve e’ûzü bike minke lâ uhsi senâen ‘aleyke ente kema esneyte ‘ala nefsike.”

Anlamı: “Allâh’ım! Sen’in gazâbından Sen’in rızâna sığınırım. İkâbından affına sığınırım! Allâh’ım başka değil, Sen’den yine Sana sığınırım. Sen’i hakkıyla senâ etmekten âcizim. Sen Yüce Zâtını nasıl senâ ettiysen öylesin!” (Müslim, Salât, 222)

https://www.islamveihsan.com/allahumme-euzu-bi-rizake-min-sehatike-ve-bi-muafatike-duasi-ile-arapca-turkce-okunusu-ve-anlami.html

 

 

Kitap temini : Şelale Yayıncılık  / 0 216 420 9581

Foto  el Vahid c.c.