Eyyûb Peygamber (a.s.)ın Sabrı 2 Uşşâkî meşayıhından Sıddîk Nâci Eren Efendi’nin eserlerinde Eyyûb a.s. : O melun, Kasdetti ki oğlanlarına bir zarar getirsin. Zira insanın oğlu ,kızı gönlünün meyvesi ve yemişidir. Gece olunca Eyyub’un evine geldi. Gördü ki Eyyüb (A.S.) hatunu ve kızcağızları yatmaktadırlar. Eyyüb’un 9 tane kızcağızı vardı. Hepsi...
Eyyûb Peygamber a.s.’ın Sabrı 1
Eyyûb Peygamber (a.s.)’ın Sabrı 1
Uşşâkî meşayıhından Sıddîk Nâci Eren Efendi’nin eserlerinde Eyyûb a.s. :
Belâlara sabredenlerin başında gelenlerden biri de Eyyub (A.S.)dır. Onun gönlüne Hakk’tan başka hiç bir şey gelmezdi. Eyyub’un sabrını Hak Teâlâ meleklere överdi. Onun sabrı yere ve göğe doldu. Cebrâil, İsrâfil, Mikâil, Azrâil ve Hameletül- Arş Hak Teâlâ’dan izin ister, Eyüb Peygamberi ziyaret etmek istediklerini bildirirler. Sonra yerde ve gökte ne kadar melek varsa Hakk’tan izin isterler ki, gitsinler de Eyyub Peygamberi ziyaret etsinler. Bu azâmet ve bu şevketi, Şeytan aleyhillâne gördüğünde hased etti ve Hakk Teâlâ Hazretlerine dedi ki:
<<Bu, nihayet bir kulundur. Buna nedir bu izzet ve bu ululuk? Bütün melekler ne diye bunu ziyaret etmekteler?>>
Hakk Teâlâ buyurur ki:
“O benim sabırlı kulumdur. Benim kullarıma bu bile azdır.”
Şeytan dedi ki:
<<Yâ Rab! Benim senden bir dileğim vardır. Bana izin ver, ben de varıp o kulunu imtihan edeyim. Benim tecrübemde de işi rast gider ve senin istediğin gibi hareket ederse o zaman o kimse hakikaten senin sabırlı kullarından imiş.>>
Hak Teâlâ der ki:
“Yürü mel’un sen de tecrübe et bakalım.”
Şeytana izin verilir verilmez, doğrudan doğruya geldi. Malına kastetti. Bundan malûm oldu ki şeytan mü’minleri yoldan çıkarmak istediğinde evvelâ malından işe başlar. Sonra oğlundan kızından, sonra da bedeninden. Zira, Efendimiz böyle buyururlar. O mel’un evvelâ Eyyüb (A.S.)ın malına kast etti ki böylelikle onu yoldan çıkarsın. Vardığında Eyyüb’u gördü ki başını secdeye koymuş, Mevlâsına münâcât etmektedir. Melekler etrafını almış ve Eyyub’u muhasara etmişler.
Bir dağın başına çıktı oturdu. Oradan baktı ve gördü ki Eyyüb (A.S.)in develeri, davarları, koyun ve sığırları ovaları tutmuş. Bir dağın tepesinde Şeytan, lâîn şeytanlığını gösterdi. Bir defa avazının çıktığı kadar bağırdı. Ayağını kaktı. Dağ sarsıldı. Bu heybetten ovada mahlûkatın cümlesi helâk oldu. Hiçbir tane canlısı kalmadı. Şeytan bu durumu görür görmez koşarak Eyyüb (A.S.)a vardı. Gördü ki Eyyüb (A.S.) secdede yatmaktadır. Etrafını melekler kuşatırlar. Şeytan bağırdı ve dedi ki: «<Yâ Eyyub! Sen secdede yatmaktasın. Lâkin ayağa kalk. Senin tââtından Hakk’ın ferâgati vardır. Sana hışmetti. Davarları hep kırdı. Bir tane canlısını bırakmadı. Ne diye sen secdede yatmaktasın?>>
Eyyüb (A.S.) secdesini tamamladı. «Bu işin benimle ne alâkası vardır o davarlar benim neyim idi? Bir kulun nesi olursa hep efendisinindir. Efendi davarların hepsini kırmış bana ne? Ben kulluğumu bilirim>> dedi.
Ol mel’un utandı ve mahcub oldu. Malını telef ettiğinden eline bir şey geçmedi.
Uşşâkî Sıddîk Nâci Eren Efendi’nin eserlerinde Eyyûb Peygamber a.s. ’ı aktarmaya çalıştık .
Kaynaklar :
1- Sıddîk Nâci Eren Efendi Ahir Zaman Peygamberi Ashâbı ve Ümmeti s.536-537
Kitap temini : Şelale Yayıncılık / 0 216 420 9581
Foto : Hz. Eyyûb r.a. Kabri şerifi